Kayıtlar

albert einstein etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

DENKLİK İLKESİ İLE İLGİLİ BAZI ÇIKARIMLAR

   Işık o kadar hızlı hareket eder ki, yerçekiminin etkisi altında Dünya'nın sapması fark edilemeyecek kadar küçüktür. Sapma, yalnızca Güneş gibi büyük nesneler için ölçülebilir bir değere ulaşır. Güneş için bile eğim açısı 1/2000 derecedir. Küçük bir açıdır, ancak hassas aletlerle kolayca ölçülebilir.  İngiliz astrofizikçi Sir Arthur Eddington, Einstein'ın tahminlerini test etmek ve Güneş'in yakınından geçerken diğer yıldızlardan  ne kadar ışığın saptığını ölçmek için 1919  tutulmasını  kullandı. Alınan ölçümler, çok yakın da olsa bu öngörüyü destekledi. Einstein'ı aniden dünyaca ünlü yapan bu sonucun yayınlanmasıydı.   Bugün yapılan modern ölçümlerden sapmaları belirlemek için güneş tutulmasını beklemek zorunda değilsiniz. Yüksek çözünürlüklü radyo antenleri, kuasar radyo dalgalarının Güneş'e yaklaştıklarında saptığını algılayabilir, bu da görelilik teorisiyle tutarlıdır. Işığı yerçekimi ile yolundan saptıran büyük nesneler yerçekimi merceği gibi davranır. Örneği

IŞIK HIZININ AŞILAMAZ OLMASI - ALBERT EINSTEIN - ÖZEL GÖRELİLİK

     Özel görelliğin en önemli sonuçlarından biri, ışık hızının aşılamamasıdır. İlk olarak, bu kuralın bazı fiziksel örneklere nasıl uygulandığını görelim. Daha sonra, böyle bir kuralın görelilik kuramından nasıl türetildiğini açıklayacağım.   İlk olarak, özel görelilik'den tam olarak hangi sonuçları çıkarabileceğimizi belirtelim. "Mesajlar ışıktan hızlı gönderilemez."     Kurallarımız yalnızca ileti teslim hızıyla ilgili sınırlardan bahseder. Bununla birlikte, bu tür kısıtlamalar, birçoğunun ışıktan daha hızlı hareket edemediğini göstermek için yeterlidir. Temel parçacıklar  ışıktan daha hızlı hareket edemezler. Çünkü bu parçacıkları istediğiniz zaman üretebilir ve  tespit edebilirseniz, bunları mesaj göndermek için kullanabilirsiniz.   Örneğin, gerekli mesajı Mors kodunda kodlamak için parçacık oluşturan cihazı açıp kapatabilirsiniz. Mesajı alan kişi, konumdan geçen parçacıkların sayısını ölçerek hangi mesajın kodlandığını da anlayabilir. Bu nedenle, ışıktan hızlı  p

Uzunluk büzülmesi Albert Einstein

 Özel göreliliğin sağduyumuza aykırı birçok sonucu vardır. Bu sonuçların bazıları ilk başta tutarsız görünüyor.   Boy kasılmaları bu garip sonuçlardan biridir. Hareket eden nesnenin uzunluğu normalden daha kısadır.    Böyle bir etkinin varlığı Einstein'dan birkaç yıl önce iki bağımsız  bilim adamı, Hollanda'dan Hendrik Lorentz ve İrlanda'dan George Fitzgerald tarafından iddia edildi. Bu nedenle bu etki "Lorentz-Fitzgerald daralması" olarak da bilinir. Bu bilim adamları, böyle bir kısalmanın, diğer fiziksel fenomen türlerini araştırarak meydana gelmiş olması gerektiğini savundular.   Hareket eden nesnelerin boyutundaki azalma, yalnızca hıza paralel yön boyunca gerçekleşir. Hıza dik doğrultuda uzunluk hiç değişmez.   Düşük hızlarda, uzunluk azalması önemsizdir. Önemli kasılmalar ancak ışık hızına ulaşıldığında meydana gelir. Örneğin, ses hızında hareket eden bir jet, uzunluğunun yalnızca trilyonda birini büzülür. Bu kadar küçük  bir düşüşü fark etmek imkansız.   Hız

ALBERT EINSTEIN 'IN TREN PARADOKSU - ÖZEL GÖRELİLİK

BİLİM KAYNAĞI Özel göreliliğin temel varsayımlarından biri, ışığın hızının tüm gözlemciler için her zaman aynı olmasıdır. Böyle bir ifade, sağduyumuza aykırı, ilk bakışta çelişkili görünüyor. Tren paradoksu bu çelişkiyi göstermek ve kaçırdığımız noktayı daha iyi anlamak için geliştirildi. Gece karanlıkta seyahat eden bir tren düşünün. Tren vagonlarının en ön ve en arka uçlarında flaş olsun. Trenin ortasında, her iki tarafta da hassas bir ışık sensörü bulunur. Sensör trenin içindeki bombaya bağlı. Sensörün görevi, ışığın her iki tarafına da düşüp düşmediğini tespit etmektir. Işık aynı anda iki tarafa da düşerse bomba patlamaz. Ama sadece bir taraf aydınlık diğer taraf karanlıksa bu sefer sensör bombayı ateşler. İşte bir düşünce deneyi: Tren sabit bir hızla hareket ederken, her iki uçtan da "aynı anda" yıldırım çarpar. Soru şu, bombalar patlayacak mı, patlamayacak mı? İki farklı bakış açısından, iki farklı sonuç elde ederiz. Önce treni düşünün. Trendeki bir g

ALBERT EINSTEIN 'IN ÖZEL GÖRELİLİK KURAMI

1905'te Einstein, tüm gözlemciler için ışık hızının neden hep aynı  olduğunu anlamaya çalıştı.   Aslında, ışık hızının tüm gözlemciler için aynı olması, görelilik ilkesiyle makul ölçüde uyumludur. Bu nedenle, camlar kapalı bir arabanın içindeyseniz, arabanın içindeki ışığın hızını ölçseniz bile arabanın hızını ölçemezsiniz. Araç dururken de hareket ederken de her zaman aynı değeri bulmalısınız.   Bu gözlem görelilik ilkesiyle tutarlıdır, ancak bunda bir tuhaflık vardır. Bilinen yöntemlerle ışığın bağıl hızını hesaplamak mümkün değildir.   Bir kamyonun bize göre hızını hesaplarken, biz sadece kamyon ile aracımız arasındaki hız farkını hesaplıyoruz. Örneğin, saatte 60 kilometre ve saatte 60 kilometre hızla giden bir kamyonu takip etmek istiyorsanız, kamyonun  hızı saatte 40 kilometredir.   Ancak aynı hesap Hikari'ye uymuyor. Işığı ne kadar hızlı kovalarsak kovalayalım, ışık bizden hep aynı hızla uzaklaşacaktır. Bir kamyon ve bir ışık arasındaki fark nedir?   Einstein 1905'te