Temassız ateş ölçer Yüksek ateşte beynimize ne olur


Temassız ateş ölçer, ateşi yükselen bir insanın havale geçirmemesi için Tıp Biliminin vazgeçilmezlerindendir. Kızılötesi dalga boyu ile çalışır. Benim kızılötesi ateş ölçerim sanayi tipi olanından. Ben bu cihazımı çok yüksek ısıları ölçmek için almıştım çok iyi iş görüyor. 1 derecelik sapma gösterse de gayet iyi ateş ölçüyor.

  Benim gibi alet meraklısı biriyseniz bu yazıdan zevk alacaksınız. Sadece cihaz değil, bir cihazın insan bedenindeki önemini de anlayacaksınız. Bu cihazı gökyüzüne tuttuğumda eksi değerler gösteriyor bu beni şaşırtmıştı açıkçası. O kadar yüksek mesafeyi ölçemez ama bir değer göstermesi hoşuma gitti. Farklı ateş kaynaklarında denedim. Ocak ateşinde sıcaklık 500 derece selsiyus. Bir çakmak ateşi ise 450 derece çıkıyor. Tıp alanında kullanılan ateş ölçer daha hassastır fakat 40 derece üzerini ölçmez. Yaz sıcağında kafayı yiyen modemimi de ölçtüm şuradan bakabilirsiniz.

  İnsanın vücut ısısı 40 derece olursa havale geçirir. Beyin hücrelerimiz 37,5 derece yaşayabilen hücrelerdir. Beynimiz sinir hücrelerinden oluşan bir yağ kütlesidir. Hasar gören bir sinir hücresi iyileşmez, bunun sebebi sinir hücrelerinin bölünememesidir.

  Felç ve inme gibi sinirsel hastalıkların iyileşmemesinin sebebi de sinir hücrelerinin bölünememesinden kaynaklanır. Çoğalabilirler fakat bölünemezler, bölünemedikleri için yenilenemezler. Bu nedenle temassız ateş ölçer 3 derecelik önemsiz bir ısıda bizim için hayati önem taşır. Geçmişte yüksek ateş yüzünden çoğu insan sakat hayat sürmüştür. Belki sizinde çevrenizde bu tür olaylar vardır. Beyin sinirleri hasar gördüğünde vücudumuzdan beynimize her saniye gönderilen sinyallerde bozukluk olur. Bu sinyaller sinir ağımız ile taşınır sinir ağını tesisat kabloları gibi düşünebilirsiniz.

  Sinir hücreleri bölünebilseydi yaşamı algılayışımız farklı olabilir veya hiç olamayabilir bunu takiben biz olamayabilirdik. Doğumdan ölüme kadar çevremizdekileri duyularımız ile algılarız ve bu algılar beyinde resmedilir. Rüzgârın esmesi, kokunun hava ile yayılıp burnumuzdan girmesi, ayak tabanlarımızın yere basması ile oluşan basınç vb. şeyleri algılamamızdan sinirler sorumludur. Bu duyularımızı biz böyle algılıyoruz fakat bu etkiler sinirler tarafından taşınarak beyne yollandığında beyin bunları matematik ile çözümleyip bize algılayacağımız şekilde verir.

  İşler karıştı biraz değil mi. Nasıl yani ya der gibisiniz. Rüzgârı derimize çarptıktan sonra bıraktığı basınç ile betimleriz, rüzgarlı hava diye. Bu basınç derimizin hemen altında bulunan örümcek ağı gibi yayılmış sinir ağımızla beyne taşınır. Beynimiz rüzgâr tarafından derimizin altında olan sinirlere bıraktığı basıncı müthiş bir hassaslıkla hesaplayarak bizim saklanmamız ve korunmamız gerektiğini bilincimize bildirir, gerekiyorsa ya eve gideriz ya da rüzgârdan korunmak için bir yere sığınırız.

  En önemli organımız gözlerimizde aynı şekilde çalışır. Maddelere çarpıp yayılan ışık (foton) paracıkları göz bebeğimizden içeri girerek gözlerimizin içinde bulunan koni şeklindeki sinirlere çarptığında taşıdıkları enerjiyi sinir ağına bırakırlar (foton bir kuantadır ve enerji taşıyabilir) bu enerji sinirler vasıtasıyla beyne iletilir ve beynimiz bu ışık yoğunluğunun enerji seviyesini bile hesaplayıp bizim görmemizi sağlar. İşte bu algılarımızın hepsi sinir hücreleri ile olur. 

  Var olduğumuz evren bir çeşit dalgalar bütünüdür. Her şey farklı titreşimlerde, farklı enerji seviyelerinde, farklı parçacıklarda olan bir bütündür. Bilim sayesinde bunları açıklayabiliyoruz. 

  Hiç düşündünüz mü, aklımız var fakat Bilim gibi bir doğru disiplinimiz yok. Ne olurdu sizce ? Dünya nüfusu bu kadar olmazdı bence. Şu an bu yazıyı okuduğunuz cihazınız olamazdı çünkü elektronikte bir Bilim dalıdır. Telefon olmazdı, sosyal medya olmazdı, televizyon, radyo, müzik neredeyse hiçbir şeyimiz olamazdı.

  İnsan hayatını Bilime borçludur. Bilim yoksa insan da yoktur, teorik olarak. Bilim düşmanı olmak ise cahilliklerin en büyüğüdür. Sizi var eden bir şeye düşman olursanız tartışmasız yok olursunuz. Bilimsel olarak gelişmezseniz yok olursunuz. Evren ölçeğinde insan hayatı saniyelerden daha kısa değersiz bir şeydir. Sonsuza dek yaşamanın tek yolu, akıllı bir canlı olarak Bilime sıkı sıkıya sarılmak ve onu bir sonraki kuşağa büyük bir tutku ile aktarmaktır.

  Bilim Kaynağı

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

KABIZLIĞI GİDERMENİN YOLLARI NELERDİR ? KABIZLIK NASIL GİDERİLİR ?

2025 GÜNEŞ FIRTINASI

Scientists Quotes - BİLİM İNSANLARININ ÖZLÜ SÖZLERİ

ALBERT EINSTEIN 'IN TREN PARADOKSU - ÖZEL GÖRELİLİK

Aspirin ile köklendirme nasıl yapılır - Basit, kolay köklendirme nasıl yapılır ????

SUDA KÖKLENDİRME NASIL YAPILIR ? bitki kökleri kaç santim olunca toprağa alınır ?