KARANLIK ENERJİ NEREDEN GELDİ UZAY NEDEN SİYAHTIR 👽

 


  Okuyacaklarınız kendi hayal gücüme ve yorumlarıma dayalı kurgulardır. Karanlık enerjinin ne olduğu hala anlaşılmamakla birlikte, bilinenlerde sınırlıdır. Keyifli okumalar.


  Ne olduğu hakkında bir fikriniz olmayan bir şeyi hayal etmek çok büyük bir zorluktur. Hiç bilim kitabı okumamış veya bilimle ilgilenmeyen birine kıyasla kendimi şanslı görüyorum. Çünkü meraklı ve sürekli hayal kuran bir insan olarak sürekli bilim kitabı okurum. Bilim kitapları insana çok şey kadar ve bir o kadar da gelişmenizi sağlar. Çok ciddi bir işe giriştim, ne olduğu hakkında çok az bilgimiz olmasına rağmen karanlık enerji beni çok etkiliyor. Astronomi merakı da olan biri olarak gayet normal görüyorum. Kahvenizi aldıysanız başlayalım.


  Evrenin genişlemesine sebep olan bir "şey" den bahsediyoruz. Şey dediğimiz şeyin bir enerji biçimi olduğu düşünülüyor. Uzay fotoğrafları bu enerjinin  duman görünümlü olduğunu gösteriyor. Ben bu dumanı sinir ağlarına benzetiyorum. Birazda örümcek ağı gibi görünüyor. Hayal eden biriyseniz bilinmeyen bir şey hakkında yorum yapabilmek gerçekten yetenektir. Karanlık enerjiyi ilk okuduğumda tabir caizse büyülenmiştim. Bilimde doğa üstü sözcükler pek kullanılmaz fakat tanımlanamayan şeylere veya duygulara mecburen büyülenmek kullanılır. Hakkında hiçbir şey bilinmiyor, bilinen tek şey maddeleri birbirinden uzaklaştırdığı. Bu karanlık enerjiyi anlatan tek şey. Yeterli bilgi edinemiyorsanız elinizde olan tek alet beyniniz ve hayal etmenizi sağlayan sağ beyin lopunuz. Bende öyle yaptım, yeterli bilgi olmadığı için hayal gücümü zorlamaya başladım. Söylediğim gibi, karanlık enerjiyi sinir ağına benzetiyorum. Siz illaki sinir ağına benzeteceksiniz diye bir kural yol çünkü hayal gücü sınırsız o yüzden tercih sizin. Anlattıklarımı kendi zevkinize göre zihninizde canlandırın. Karanlık enerjinin enerjisini, saf ve serbest enerji olduğu canlanıyor zihnimde. Saf enerji sinir ağına benzettiğim dokulardan, yolardan, ağlardan uzayın farklı bölgelerine hareket eden bir enerji türü diye düşünüyorum. Evrenin genişletmesi ise bu ağ üzerinde hareket eden enerjinin, ağ yüzeyini dışa doğru germesinden kaynaklı olduğunu düşünüyorum. Karanlık enerjinin sahip olduğu potansiyel enerji ağ üzerinde maddelere yakın bir bölgesinden geçince o maddeyi bir miktar itiyor. İtmeyi yakınlarda gözlemleyemiyoruz çünkü bizim gözlemlerimize göre bu hareket çok küçük fakat gözlemlediğimiz cisimler gözlem açımızdan çok büyük görünüyor. Uzak mesafelerde bu hareketler fark edilebilir büyüklükte. Buna rağmen karanlık enerjinin etkileri çoğunlukla matematiksel hesaplamalarla fark edilebiliyor.


  Aklınıza gelmiştir, peki karanlık enerji nereden geldi. O soru için buraya tıklayarak evrenin oluşumu yazıma bir göz atabilirsiniz. Fakat burada da karanlık enerjinin nasıl var olduğundan bahsedeceğiz. Karanlık enerji evren oluşmadan önce var olan enerjiden arta kalan bir enerji türü. Daha önceki enerji ise Uzayı oluşturdu ve fazla enerji kaybını önlemek için uzay siyaha boyandı. Siyah bir renk değildir, ve en az ışık yansıtan bir oluşumdur. Uzayın oluşumu ise henüz bilmediğim ve hayal edemediğim temel enerji olarak nitelendirdiğim bir enerji türünden var oldu. Peki o temel enerji nerden geldi. Onu bende cevaplayamıyorum çünkü daha öncesini hayal etmemiz için bir başlangıç noktasına ihtiyaç duyuyoruz. O nedenle başlangıcımız temel enerji nitelediğim enerji olacak. Temel enerjinin uzayı nasıl oluşturduğunu da bu enerjinin kendi kararsızlığından kaynaklandığını düşünüyorum. Uzay var olduktan sonra temel enerjide çok büyük kayıplar yaşandı. Uzayın evrensiz zamanlarında, yani henüz içinde şu an var olduğumuz maddeye dair hiçbir şeyin olmadığı bir uzaydan bahsediyorum, uzayın mutlak sıfır noktası -273(eksi) selsiyustan fazlaydı. Bilimin sınırlarının dışına çıktığımızda işin içine fantastik kurgular girer bende bu yazıda hayallerimiz zorlayacağımızı söyledim o yüzden bu ısıya -500  selsiyus diyelim. Uzayın karanlığına dönüşen temel enerji bir mekan oluşturdu. Bu mekanın ısısı -500 oldu, bunun sebebi ise kullanılan enerjinin tamamı uzay dokusunu oluşturdu. Zifiri bir karanlık, burnunuzun ucunu dahi göremeyeceğiniz bir karanlıktan başka bir şey değildi uzay. Temel enerji uzayı var etti, bununla birlikte -500 derecelik ısının bulunması gereken başka bir mekan daha olmalıydı. Bu mekanda bizim algıladığımız üç boyutu oluşturdu. Daha fazla boyut olduğu öngörülüyor fakat bir kanıt yok, o yüzden üç boyuttan bahsedelim. Uzayı da sınırları olan bir küre olarak referans alalım ki zihninizde bir resim oluşsun. Küremizin içi -500 selsiyus ve zifiri karanlık bu karanlık tamamen boşluktan oluşuyor çünkü enerji yok. İşte bu boşlukta da karanlık enerjinin hayalet gibi bir enerji türü olduğunu düşünüyorum. Bana göre karanlık enerji evrenden önce de var olan bir enerji türü.


  Karanlık enerji temel enerjiden sonra kendi varlığını sürdürebilen bir enerji oldu. Yazının başında verdiğim sinir ağı benzetmesine uzayın ilk zamanlarından beri sahip. Karanlık enerjinin sinir ağı yapısı kendi enerjisini korumasını sağladı ve bu ağ sürekli dalgalanıyordu. Ortamdaki enerji soğrulamıyordu çünkü uzayın oluşturduğu mekan karanlıktı ve siyahın enerjiyi yansıttığından bahsetmiştim. Böylece -500 derecelik ısı kendi korudu ayrıca karanlık enerjide potansiyel enerjisini koruyabildi. Karanlık madde ise daha sonraları oluştuğunu düşünüyorum. Karanlık maddenin diğer maddeler üzerinde kütle çekim etkisi vardır. Her şeyin ilk oluşumunda sadece enerji türevleri olduğu için karanlık madde olamazdı. Peki daha sonra ne oldu, karanlık enerji bu boşluğa yayılarak ağını genişletti. Genişleme esnasında duyduğu enerjiyi ise -500 derecelik ısıdan çalarak yaptı. Karanlık enerji hareket ettiği içinde bir miktar enerji kaybetti ve bu enerji de uzayın karanlık dokusuna eklendi. Böyle bir enerji dönüşümünü gerçekleştirebilseydik Dünyaya daha az karbon salınımı olabilir, arabalar çok daha az yakıtla çalışabilirdi diye düşünüyorum. Karanlık enerjinin bu davranışına termodinamiğin ilk yasası olan enerjinin korunumu yasası diyebiliriz. Ben karanlık enerjiyi bir güç kaynağı gibi düşünüyorum, enerjisi tükenmeyen, enerjisini bulunduğu ortamdan soğuran ve dışarı çok enerji salan bir olgu olarak canlandırıyorum. Anlattığım kurgular gelecekte keşfedilirse ölmüş olsam bile büyük mutluluk yaşadığıma emin olabilirsiniz (tabiri caiz).


  İlk uzay oluşumundan sonra arta kalan karanlık enerji türü şu anki evrenin tamamından sorumlu olabilir. Maddenin oluşumu için gerekli olan kütleyi de karanlık enerji oluşturdu. Hatta maddeye kütle kazandıran parçacık Higgs Bozonu karanlık enerji sayesinde oluşuyor olabilir. Karanlık enerji kendi dokusundan daha yoğun enerji oluşturup uzaya salarak enerji yoğunluğunu arttırdı. Uzaya küre demiştik, küre içinde yaşayan karanlık enerji balon gibi şişip büzülüyordu. Karanlık enerjinin bu davranışı uzayı da dışa doğru geriyordu. İnsanın nefes alışına benzetebilirsiniz. Günümüzdeki gözlemler de karanlık enerjinin itici gücü ise bu dışa doğru esneme karakteristiğinden kaynaklı. Dışa doğru esnemesi ortamdan enerji soğurmasını sağlıyor ve ittiği cisimlerin bıraktığı boşluklara doluyordu. Kafanız karıştıysa hayal gücünüzü uzayın boş karanlığına yönlendirin orası daha basit gelebilir. Tekrar anlatayım. Zifiri uzay karanlığında dışa doğru esneyen karanlık enerji ortamdaki enerjiyi bünyesine katarak genişledi bu şekilde kendi potansiyel enerjisini arttırdı fakat çok az enerji kaybetti. Kendini oluşturduğu sinir ağlarını daha da uzağa genişletti. Genişledikçe ortamdaki -500 derecelik ısı düşmeye başladı Milyarlarca yıl süren genişleme (bu genişleme karanlık enerjinin genişlemesi unutmayın) ortamdan aldığı enerji ile ortamı bir miktar ısıtmaya başladı. Aldığı enerjinin bir kısmını uzaya geri salan karanlık enerji bir kinetik enerji oluşturdu. Uzayda bir harekete sebep oluyordu. Kinetik enerjinin sayesinde -500(eksi) derecelik ısı -400 derecelere çıktı. Uzay ısınmaya başlamıştı, bu ısıda nasıl bir durum oluşabilirdi çok merak ediyorum. Kendi kurgum bile beni heyecanlandırdı.


  Artık uzay mekanında enerji türleri çeşitleniyordu. Kinetik enerji uzayın daha da ısınmasına yardımcı oldu. Karanlık enerjinin jeneratör etkisi bir evren oluşturma yolunda ilerledi. Büyük patlamaya giden yol da karanlık enerji sayesinde gerçekleşti. Enerji çeşitliliği arttıkça etkileşimler  arttı. Maddeler enerjinin yoğun halleridir Einstein bize bunu öğretti. Şu an biz ve madde olan her şey evren öncesi uzayda bulunan karanlık enerjinin titreşimleri ile var olabildi. Ahtapot gibi genişleyen karanlık enerji uzayın tamamını kaplamış olabilir çünkü şu anki gözlemler çok sınırlı. Her yerde olabilir, evimizde hücrelerimizde aklınıza gelen her yerde. Yazının girişinde bahsettiğimiz temel enerjiden sonra gelen bir enerji türü karanlık enerji, fakat çok farklı özelliklere sahip bir enerji. Bir bilinci olabilir, sende saçmalama der gibisiniz ! fakat bilinç dediğimiz şeyi kendimizden yola çıkarak ifade edebiliyoruz. Bilinç illaki insan bilinci olmayabilir. Maddelerin, enerjilerinde bilinci olabilir. Enerjinin kendisi bir bilinçtir çünkü elektronlar enerjilerini koruyabilmek için gidecekleri yolun en kısa olanını tercih ediyorlar. Elektronun bu karakteristiği biz insanlarda da var. Bir işin en kolay yolunu bulmaya çalışmamız, tembel olmamız, kestirme yol bulmamız. Bu tür davranışlarımızın hepsi elektronun kısa yolu takip etmesinden kaynaklı. Kısa olan yolu tercih etmesinin sebebi ise enerjinin korunumu yasasını açıklıyor. Karanlık enerjide bu bilince sahip olabilir fakat gözlemleyemiyoruz. Elektronun kısa yolu tercih etme hareketi elektronik biliminin işi. elektronik devrelere dikkat ettiyseniz ileti yolları 90 derece çeklinde kıvrılmaz 45 derece şeklinde kıvrılır. 90 derece kıvrılmış bir iletkende hareket eden elektron tam kıvrılan köşeden hemen yandaki hatta atlar. En kısa yolu takip etmesi, bu olgudan sonra fark edilmiştir.


  Evrende bizim bilincimiz dışında bilinç ve hafıza olduğu düşüncesi aklımı sürekli kemiriyor. Fakat bilinçli bir bilinç değil. Pasif bilinç diyorum ben bu düşünceme. Enerjide bir bilinç varsa da mantıkla hareket edemiyor. Fakat var olabilmek için evrenin temel yasalarına göre hareket ediyor. Bizim yaşayabilmemiz için yiyeceğe ihtiyacımız vardır. Enerjinin var olabilmesi içinse başka bir enerjiden enerji soğurmaya ihtiyacı var. Elektronun varlığını koruyabilmesi için sürekli olarak bir enerji alış verişinde bulunması gerek, enerji soğurduğu an bulunduğu atomun bir üst yörüngesine sıçrar ve orada dolanır. Tüm bu davranışlar ve davranışlarımız karanlık enerjinin var oluş karakteristiğinden geliyor olabilir.

Yorumlar

EN ÇOK OKUNANLAR

KABIZLIĞI GİDERMENİN YOLLARI NELERDİR ? KABIZLIK NASIL GİDERİLİR ?

2025 GÜNEŞ FIRTINASI

Scientists Quotes - BİLİM İNSANLARININ ÖZLÜ SÖZLERİ

ALBERT EINSTEIN 'IN TREN PARADOKSU - ÖZEL GÖRELİLİK

Aspirin ile köklendirme nasıl yapılır - Basit, kolay köklendirme nasıl yapılır ????

SUDA KÖKLENDİRME NASIL YAPILIR ? bitki kökleri kaç santim olunca toprağa alınır ?